“Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Toplumlararası farklılık göstermekle birlikte Batı toplumlarında yaklaşık her 8 kadından birinde hayatı boyunca meme kanseri gelişmektedir. Meme kanseri açısından en önemli risk faktörleri ileri yaş ve kadın cinsiyette olmaktır. Yaş ilerledikçe meme kanseri riski artar. Tüm meme kanserlerinin sadece yüzde 1'i erkeklerde görülmektedir. Meme kanserinin görülme sıklığındaki artışa rağmen tanı ve tedavi alanındaki gelişmeler sonucunda meme kanserine bağlı ölüm oranları giderek azalmaktadır. Meme kanserinin kadınlardaki en sık kanser türü olması ve görülme sıklığındaki artış nedeni ile toplumda meme kanseri farkındalığı ve tarama programları ciddi önem taşımaktadır.
“Kişinin yaşı veya ırkı gibi bazı faktörler değiştirilemezken bazıları kansere neden olan çevresel faktörlerle bağlantılıdır. Sigara, alkol ve diyet gibi bazı faktörler ise kişisel yaşam tarzı ile ilişkilidir. Kadın olmak meme kanseri için ana risk faktörüdür. Kadınlarda erkeklere göre çok daha fazla meme dokusu bulunmasına rağmen daha fazla meme kanseri gelişmesinin temel nedeni kadınlardaki dokunun sürekli östrojen ve progesteronun büyümeyi tetikleyici etkisi altında kalmasıdır. Erkeklerde de meme kanseri görülebilir. Ancak kadınlarda meme kanserlerine 100 kat daha fazla rastlanır. Bunun dışında yaş ilerledikçe meme kanseri riski artar. Meme kanserlerinin sadece yüzde 2'si 30 yaşın altında görülür. Ayrıca ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlarda da meme kanseri riski artmaktadır.
“Hiç doğum yapmamış olmak veya ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmak meme kanseri riskini hafif artırmaktadır. Çok sayıda gebelik veya genç yaşta gebelik ise meme kanseri riskini azaltır. Hamilelik kişinin hayat boyu toplam adet dönemi sayısını azaltarak koruyucu etki yapmaktadır. Emzirmenin, özellikle 1,5 ile 2 yıl gibi uzun süreli olduğunda meme kanseri riskini azalttığını ortaya koyan araştırmalar vardır. Burada koruyucu etki, ilk adet yaşı geç, menopoz yaşı erken olanlarda olduğu gibi yaşam boyu adet dönemlerinin sayıca azalması sonucu ortaya çıkmaktadır.
“Alkol ve sigara kullanımı meme kanseri riskini artırmaktadır. Düzenli yapılan egzersizin meme kanseri riskini azalttığına dair kanıtlar artmaktadır. Günde 45 dakika olmak üzere haftada 5 gün veya daha fazla egzersiz meme kanseri riskini azaltmaktadır. Fazla kilolu olmak, özellikle yetişkinlikte alınan fazla kilolar, meme kanseri riskini artırmaktadır. Menopoza kadar olan dönemde östrojenin büyük çoğunluğu yumurtalıklarda üretilirken yağ dokusu çok az östrojen üretir. Menopoz sonrasında ise yumurtalıklardan östrojen üretimi durmakta ve yağ dokusu bu hormon için ana kaynak olmaktadır. Fazla yağ dokusu demek, daha yüksek östrojen seviyesi ve daha fazla meme kanseri riski demektir. Fazla kilo ve meme kanseri arasındaki ilişki karmaşıktır. Erişkin dönemde alınan kilolar meme kanseri riskini artırırken çocukluk çağından beri fazla kilolu olanlarda risk artışı yoktur. Fazla yağ dokusunun bel çevresinde birikmesi, kalça ve uylukta birikmesine göre riski daha fazla artırmaktadır."
Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Orhan Çelen “20 yaşından itibaren her kadın, düzenli olarak her ay kendi kendine meme muayenesi yapmalıdır. Bu her ay sadece birkaç dakikanızı alır. Düzenli muayene kendi meme dokunuzu tanımanızı ve oluşabilecek değişiklikleri kolayca fark etmenizi sağlar. Eğer memede veya koltukaltı bölgesinde şişlik,memelerde belirgin asimetri, büyüme, şeklinde değişiklik, meme cildinde çekinti, portakal kabuğu görünümü, kızarıklık, yara,meme başlarında çökme, kabuklu lezyon, meme başı akıntısı,meme başının farklı yöne dönük olması,kolun dirsekten yukarı kısmında anormal şişlik varsa hemen bir doktora başvurulması gerekir. Ayrıca hiçbir şikayetiniz olmasa bile 20-39 yaş arası 1 ile 3 yılda bir, 40 yaşından sonra her yıl doktor muayenesi ve 40 yaşından sonra yılda bir mamografi yaptırmanız tavsiye edilir" dedi.
http://www.posta.com.tr/meme-kanserinde-erken-teshis-hayat-kurtariyor-haberi-1283759
Türkçe
English
German
Arabic
Russian
