Tiroid nodülü, tiroid bezinin içinde bezi oluşturan hücrelerin aşırı çoğalması sonucu oluşan kistik (içi sıvı dolu) veya katı kitlelerdir. Tiroid nodüllerine genel populasyonda oldukça sık rastlanır. Toplumun yaklaşık % 5-10'unda muayeneyle saptanabilen tiroid nodulü bulunmaktadır. 1 cm ve üzerindeki nodüller muayene ile saptanabilirken, tiroid nodülleri genellikle 1.5 cm boyutuna ulaştığında fark edilmektedir. Günümüzdeki modern görüntüleme yöntemleriyle tesadüfen rastlanan tiroid nodülleri sıklığı ise özellikle 50 yaş ve üzerinde % 50'lere yaklaşmaktadır. Tiroid nodüllerinin yaklaşık % 5'ini kanserli nodüller oluşturur bununla beraber nodüllerin yaklaşık % 95'i iyi huyludur ve belirti vermezler. Bu nedenle tüm nodüller kanserli nodülün diğer nodüllerden ayırt edilmesi için mutlaka değerlendirilmelidir.
Tiroid nodullerinin genellikle herhangi bir belirti ve bulguya yol açmazlar. Çoğunluğu doktor tarafından yapılan rutin fizik muayene veya check-up sırasında yapılan ultrasonografi ile tesadüfen saptanır.
Tiroid nodülü büyüdüğü zaman boyunda şişlik, ele gelen lezyon şeklinde kendini gösterir. İleri derecede büyüyen tiroid nodülleri bunlara ek olarak bası belirtileri verebilirler;
- Yutkunurken takılma hissi veya yutma güçlüğü,
- Sesde kalınlaşma,
- Nefes darlığı Tiroid nodülünü oluşturan hücreler aşırı hormon üreterek hipertiroidi belirtilerine yol açabilirler;
- İştah artışına rağmen kilo kaybı,
- Kalp atım sayısının artması, çarpıntı,
- Sinirlilik,huzursuzluk
- Terleme, sıcağa karşı dayanıksızlık
- Adet düzeninde değişiklik
- Artmış barsak hareketleri, bazen ishal,
- Çabuk yorulma, kas güçsüzlüğü,
- Ellerde titreme,
- Ciltte incelme, tırnaklarda bozukluk çabuk kırılma
- Uyku bozukluğu
Aşağıdakilerin Varlığında Kanser Riski Açısından Dikkat
Hikayede;
Fiziki Muayenede;
Görüntülemede:
Tiroid nodüllerinin nedeni genellikle bilinmemektedir. Bununla beraber nodül oluşumunda bazı risk faktörleri vardır;
- Besinle alınan iyotun yetersiz olması,
- Ailede tiroid nodülü olması,
- Hashimato tiroiditi gibi bazı tiroid hastalıkları,
- Çocukluk çağında boyun bölgesine ışın uygulanmış olması.
Tiroid nodülleri aşağıdaki formlarda karşımıza çıkar;
Kolloidal nodül: Tiroid nodüllerinin çoğunluğunu oluşturur ve iyi huyludur. Bir veya birden fazla olabilir. Büyük boyutlara ulaşabilmelerine rağmen tiroid dokusunun dışına çıkmazlar.
Foliküler adenom: İyi huylu olmakla birlikte iyi huylu-kötü huylu ayrımı ince iğne aspirasyon biyopsisi ile yapılamaz. Bu nedenle ince iğne biyopsisinde şüpheli gruba dahil edilir.
Tiroid kisti: Tiroid bezinde içi sıvı dolu lezyonlardır. Tiroid kistlerinin içi tamamen sıvı ile dolu olabileceği gibi (basit kist), bazılarının içinde sıvının yanında katı bölümlerde bulunabilir. Bunlara kompleks kist denir. Basit kistler genellikle iyi huyluyken, kompleks kistlerde kansere rastlanabilir.
Enflamatuar nodül: Tiroid bezinin kronik enflamasyonu (tiroidit) sonucu nadiren oluşur. Tiroiditlerin nadir formu olan subakut tiroiditte tiroid bezinde ciddi ağrı olur. Diğer formları ağrısızdır ve bazen doğum sonrası ortaya çıkar.
Tiroid kanseri: Tiroid nodüllerinde kanser olma ihtimali düşükken ailede tiroid veya diğer endokrin bezlerde kanser hikayesi olması, 20 yaş altı ve 70 yaş üzerinde olmak, erkek cinsiyet ve abş boyun bölgesine ışın uygulanmış olması kanser riskini arttırır. Kanserli nodüller genellikle büyük ve serttir.
Multinodüler Guatr: Tirod bezinde birden fazla nodülün olduğu durumdur.
Hiperfonksiyone tiroid nodülü (toksik adenom, toksik multinodüler guatr, Plummer hastalığı): Bu nodüller büyüyerek ve otonomi kazanarak, hipofiz bezinden salgılanan ve tiroid hormonu salgılanmasında düzenleyici rol oynayan Tiroid Stimüle Edici Hormon'dan (TSH) bağımsız olarak fazla tiroid hormonu salgılarlar.
Tiroid nodüllerinin nedeni tam olarak bilinmemekle beraber bazı risk faktörleri vardır.
Aile hikayesi: Ailede tiroid nodülü olması kişide nodül gelişme riskini arttırır.
Yaş: Tiroid bezinde nodüle gelişme olasılığı yaşla birlikte artmaktadır. 50 yaşında tiroid nodülü görülme sıklığı % 50lere ulaşmaktadır.
Cinsiyet: Tiroid nodülleri kadınlarda daha fazla görülür.
Radyasyona (ışın) maruz kalma: 1940-1950'li yıllarda akne, tonsillit (bademcik) gibi bazı iyi huylu hastalıkların tedavisi için radyoterapi (ışın) yöntemi kullanılmış. Baş boyun bölgesine bu amaçla ışın alanlarda tiroid nodülü görülme olasılığı daha yüksektir. Nükleer santral kazaları veya nükleer silah denemeleride çevrede yaşayanları tiroid nodülü ve kanseri açısından riskli duruma getirir.
Bazı tiroid hastalıkları: Tiroid nodülleri kronik tiroidit gibi bazı tiroid bozukluklarında daha fazla görülür.
Tiroid nodüllerinin çoğunluğu iyi huyludur. Bununla beraber bazı nodüllerde istenmeye etkiler görülebilir.Büyük nodül ve multinodüler guatrlarda bazen nefes darlığı, yutma zorluğu, öksürük, ses kalınlaşması gibi bası belirtileri görülebilir.
Hiperfonksiyone tiroid nodülünde (toksik adenom, toksik multinodüler guatr, Plummer hastalığı) hipertiroidiye bağlı istenmeyen yan etkiler görülebilir.;
Kalple ilgili sorunlar: Hipertiroidiye bağlı olarak kalp atım sayısının artması, atrial fibrilasyon ve ileri dönemlerde kalp yetmezliği görülebilir.
Kemik güçsüzlüğü, erimesi (osteoporoz): Kemik yapısının sağlamlığı içerdiği kalsiyum ve diğer minerallere bağlıdır. Aşırı tiroid hormonu kalsiyumun kemik tarafından alınmasını etkiler ve sonuçta kemiklerin zayıflaması ve kemik erimesine yol açar.
Tiroid krizi: Ani gelişen ve hayatı tehdit eden bir durumdur. Acil olarak müdahale etmek gerekir.Tiroid fırtınası olarakda adlandırılır. Hipertiroidi belirtilerinin aşırı şekilde ortaya çıkmasıdır.
Tiroid nodüllerinin genellikle belirti ve bulgu vermezler. Büyük çoğunluğu başka bir nedenle yapılan fizik muayene veya görüntüleme sonrasında tesadüfen saptanırlar. Nodül saptandığında öncelikle tiroid bezinin yapısında bu nodüle eşlik eden başka nodüller olup olmadığı, incelenmelidir. Saptanan nodüllerin kanserli nodülden mutlaka ayırt edilmesi gerekir. Aynı zamanda nodüle eşlik eden fonksiyonel bir bozukluk yani hipertiroidi veya hipotiroidi durumu varmı diye araştırılır. Bu amaçla aşağıdaki testler yapılır.
Kan Testleri
İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB)
Bu test iyi huylu ve kanserli nodül ayrımını yapmak için en duyarlı yöntemdir. Yatış gerektirmeyen son derece basit bir yöntemdir. Herhangi bir ön hazırlık (aç kalmak gibi) gerektirmez ve işlem sonrası hasta evine dönebilir. Bu işlemde çok ince bir iğne ile tiroid nodülünden hücreler alınır ve bir cama yayılarak patolojiye yollanarak mikroskop altında incelenir. Patolojik inceleme sonrası aşağıdakilerden birisi rapor edilir;
Benign nodül (iyi huylu, kanser içermeyen) : Biyopsilerin yaklaşık %65'i benigndir ve genellikle koloidal nodüllerdir. Bu şekilde rapor edilen nodüllerde kanser olasılığı %3'ün altındadır. İnceleme bu konuda tecrübeli merkezlerde yapılmalıdır. Benign olarak rapor edilen nodüllerde takip yeterlidir. Takip sırasında büyüme gösteren nodüllerde ince iğne aspirasyon biyopsisinin tekrarı uygundur.
Şüpheli nodül : Tiroid biyopsilerinin yaklaşık % 20'si şüpheli nodül olarak rapor edilir. Genellikle folliküler adenom veya folliküler kanserlerde ince iğne aspirasyon biyopsisi ile iyi huylu, kanser ayrımı yapılamaz. Bu şekilde rapor edilen nodüllerde kanser olasılığı yaklaşık %20 dir.Ameliyat ile çıkartılması gereken nodüllerin saptanması için tiroid sintigrafisi yapılmasında fayda vardır. Sintigrafi saptanan soğuk nodüllerde kanser olasılığı %15-20 iken, sıcak nodüllerde bu olasılık %5 civarındadır.
Malign (kanser) : Tiroid biyopsilerinin yaklaşık %5'i malign olarak rapor edilir. Sıklıkla görülen kanser papiller tiroid kanserdir. Tiroid nodülünde kanser saptandığında tedavi için uygulanacak yöntem cerrahi olarak tiroid bezinin çıkartılmasıdır.
Tanısal Değil: (non-diyagnostik): Tiroid biyopsilerinin yaklaşık %10'unda bu ifadeyi görebilirsiniz. Biyopsi sonucunda tanı koymak için yeterli miktarda hücre alınamadığını gösterir.Bu durumda biyopsi tekrarı gerekir. Sonuç değişmez ve klinik ve radyolojik olarak şüphe devam ediyorsa cerrahi tedavi uygulanabilir.
Tiroid Sintigrafisi
Normal tiroid bezi kandaki iyotu tutarak tiroid hormonu yapımında kullanır. Ağızdan veya damar yoluyla verilen radyoaktif iyot tiroid tarafından tutulur ve bu nükleer kamera ile görüntülenir. Tutulum oranı tiroid bezi ve nodüllerinin nasıl fonksiyon gösterdiği hakkında fikir verir. Tiroid hormonu fazla üretildiğinde tutulum daha fazla olur (sıcak bölge). Hormon üretimi olmayan veya daha az olan bölgelerde tutulum az olur veya hiç olmaz (soğuk bölge). Soğuk nodüllerde kanser riski sıcak nodüllere göre iki kat daha fazladır.
Günümüzde yüksek çözünürlüklü ultrasonografilerin ve ince iğne biyopsisinin geniş çaplı kullanımıyla birlikte kullanım alanı daralmıştır. Halen aşağıdaki üç durumda kullanımı faydalı olabilir:
Ultrasonografi
Ultrason, ses dalgaları kullanılarak vücudun bir bölgesinin görüntülenmesidir. Ses dalgalarının yansımaları bilgisayar tarafından toplanarak ekranda bir görüntü (resim) oluşturulur. Tiroid nodüllerinin şekil ve yapısı hakkında en iyi bilgi veren testtir;
Kanserli nodül ile iyi huylu nodül ayrımı için en duyarlı test ince iğne aspirasyon biyopsisi olmasına rağmen ultrasonda kapsul dışına yayılım saptanması, tek taraflı lenf nodlarında büyüme saptanması, nodülde veya lenf nodunda kalsifikasyonlar saptanması bize kanser açısından uyarıcı olmaktadır.
Tiroid nodüllerinde cerrahi tedavi kararını nodüle yapılan ince iğne patolojisinin sonucu (kanser, şüpheli veya iyi huylu), nodülün bası belirtilerine yol açması ve kozmetik olarak problem yaratması belirler.
Tiroid kanseri saptanan tüm nodüllerde tedavi cerrahi ile ve tecrübeli bir cerrah tarafından tiroid bezinin çıkartılmasıdır. Tiroid kanserlerinin büyük çoğunluğu tedavi edilebilir kanserlerdir ve genellikle hayatı tehdit eden problem oluşturmazlar.
İyi huylu tiroid nodülleri aşırı büyüyerek veya büyük multinodüler guatrlar yutma veya nefes güçlüğü gibi bası belirtileri ortaya çıkardığında veya boyun ön yüzde kozmetik açıdan kötü bir görüntüye neden olduklarında cerrahi tedavi uygulanmalıdır.
İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) sonucu şüpheli olarak rapor edilen tiroid nodüllerinde daha ayrıntılı patolojik inceleme amacıyla cerrahi uygulanmalıdır.
İyi huylu olduğu düşünülen nodüller belirli periyodlarla fizik muayene, tiroid fonksiyon testleri ve tiroid ultrasonografisi yapılarak takip altında tutulabilirler. Takiplerde boyut ve ultrasonografi görüntülerinde değişiklik görülen nodüllere ince iğne biyopsisi tekrarı yapılır ve izlenecek yol buna göre belirlenir. Nodülün boyut ve özelliklerinde değişiklik olmazsa herhangi bir tedaviye gerek olmadan sadece izlem yeterlidir.